Cumhurbaşkanı Erdoğan birinci defa dünyaya ilan etti: Olay haçlı hilâl sıkıntısıdır

Aziz milletim kıymetli vekil arkadaşlarım, değerli konuklar sizleri en kalbi hislerimle selamlıyorum.

Grup toplantımızın ülkemiz için hayırlara vesile olmasını niyaz ediyorum. 40. yıl dönümünü kutlayan KKTC’deki kardeşlerimizin cumhuriyet bayramını tebrik ediyorum.

Zulme dur diyen kahramanları rahmetle anıyorum. Kıbrıs Türkünün yanında olmaya devam edeceğiz. Acıların yaşandığı bir devirde gerçekleştiriyoruz toplantımızı. İsrail vahşetinin durması için diplomasi trafiğini artırarak ülkemiz için çalışıyoruz.

Geniş yelpazede ülkemize hizmet seyahatini kesintisiz sürdürdük. 1.5 milyon insanımızın katıldığı miting ile mazlum Gazze halkının yanında olduğumuzu gösterdik. İştirak sağlayan MHP Genel lideri Bahçeli ile tüm genel liderlere ve konuklara teşekkür ediyorum.

Kalbi Filistin’deki kardeşleri için çarpan milletime şükranlarımı sunuyorum.

Ertesi gün 29 Ekim Cumhuriyetimizin 100. yaşını büyük coşku ile kutladık. Öküz altında buzağı arayanlara temelli ders verdik.

Çok manalı semboller içeriyordu. Ordumuzun kabiliyetlerini gördük. Dünyanın birinci siha gemisi olan TCG Anadolu’nun donanmamıza kattığı gücü gördük. Yeni jenerasyon bir uçak gemisi inşa etmek için kolları sıvadık.

Yeni jenerasyon uçak gemisi için kolları sıvadık, 2023 bitmeden Ulusal Muharip uçağımız Kaan’ın havalandığını göreceğiz. Bayraktar TB3 testleri gerçekleşiyor. Helikopter Gökbey 200 bin fit irtifa testini tamamladı. Aksungur uçuşunu muvaffakiyet ile yaptı. Güçlü ve çağdaş bir ordu olmazsa olmazımızdır. Savunma sanayiinde tam bağımsız Türkiye amaçlarımıza kesinlikle ulaşacağız. Siyasetiyle, iktisadıyla, askeri gücüyle olmazsak bizi bu topraklarda yaşatmazlar.

Ülkemizin dışa bağımlılığını yüzde 80’lerden 20’lere düşürdüğümüz üzere savunma endüstrinde tam bağımsız Türkiye maksadımıza varacağız. Bölgemizde yaşanan gelişmeler bunun ne kadar acil sıkıntı olduğunu hatırlattı.

Türk milleti olarak bu topraklarda onurlu biçimde yaşamak istiyorsak güçlü olmak zorundayız.

Siyaseti ile iktisadı ile askeri gücü ile her alanda güçlü olmazsak bizi bu topraklarda yaşatmazlar. Habis niyetli çevreler kendilerini bir halde ifşa ediyor. Yıllarca Ermenistan topraklarımızda ham hayaller peşinde koştu ve Karabağ savaşında dersini alıp yerine oturdu. Artık de İsrail benzeri hezeyanları lisana getiriyor. Bunların da sonu hüsran olacak.

PKK’yı üzerimize salanların heveslerini kursaklarında bırakmayı sürdüreceğiz. Bunu için evvel beraberliğimizi güçlendirmeye muhtaçlığımız var. Bu birliği destekleyecek siyasi yapıya da sahip olmalıyız. Güçlü ordu olmazsa olmazımızdır. Düzgün yetişmiş polis, jandarma huzurumuzun teminatıdır. Aktifliği artırılmış istihbarat vazgeçilmezdir. Hepsinin tamamlayıcısı yatırıma istihdama dayalı sağlam bir iktisattır. Başka türlü bu topraklarda bize nefes almak hakkı dahi tanımazlar. 1 asır evvel bunu Çanakkale’de yaşadık. Vatanımızın nasıl lime lime edilmeye çalışıldığını gördük.

Hükümet olarak İsrail vahşetini durdurmak için diplomasinin tüm imkânlarını kullanıyoruz. Gazze halkının yanında olduğumuzu tüm dünyaya gösterdik.

İstanbul Boğazı’nda donanmamızın yüz gemiyle yaptığı geçit merasimi çok kıymetli bildiriler içeriyordu.

Komşularımızı bize karşı kışkırtanların heveslerini kursaklarında bırakmayı sürdüreceğiz.

Ermenistan, Karabağ savaşıyla dersini aldı; yerine oturdu. Şimdide İsrail yöneticileri misal hezeyanları tabir etmeye başladılar. Hiç merak etmesinler bunların da sonu hüsran olacaktır.

Netanyahu yanına iki bakan almış onunla birebir istikamette yürümüyor, Netanyahu gidicidir. Bütün problem dünyada haklının yanında yer alacak olanların duruşudur.

Bu hususta maalesef beklenen gelişmeler oluyor mu; hayır. Hala olmuyor. Ve Amerika başta olmak üzere batı daima birlikte maalesef aksi yüz olarak bu duruma bakıyor.

Fransa; evvel farklı açıklamalar yapıyor. Daha sonra bakıyorsunuz geri vitese takıyor. Dürüst ol. Yani bir gün o denli bir gün bu türlü yapma. Sabah diğer akşam diğer olmayın. Türkiye üzere olun.

Okulları, mescitleri, hastaneleri kasıtlı gaye alan İsrail, bir kenti yok etme stratejisi uyguluyor. İsrail hükümeti katliamlarına 40 gündür devam ediyor. Zayıf düşersek bu barbarlığın çok kalleşliğin tıpkı formda tekerrür etmesine mani olamayız. Milletimizin istiklali için güvenlik güçlerimiz başta olmak üzere herkese muvakkafiyetler diliyorum.

İnsanlarımızın huzuru, iktisattaki sorunların tahlili, zelzele bölgesinin ayağa kaldırılması en öncelikli başlıklarımızdır. Bunlara ek İsrail vahşeti de gündemimizin en üst sıralarında yer alıyor. Batının dayanağını alan İsrail katliamlarına 40 gündür devam ediyor. Hastaneleri, okulları kasıtlı olarak maksat alan İsrail bir kenti topyekun yok ediyor. Bir devlet terörü estiriyor İsrail. Gönlüm ferah olarak diyorum ki İsrail bir terör devletidir. Hamas’ı terör örgütü olarak söz ediyorsun diyorlar. Seçim kazanan bir parti Hamas. Hakkını elinden aldılar. Kim aldı, tekrar İsrail ile Amerika birlikte aldı. Bu gerçekleri görelim. Benim ülkemde bile Hamas’ın bir siyasi parti olduğunu bilmeyenler var. Katledilen 12 bin Gazzelinin üçte ikisini çocuk ve bayanlar oluşturuyor. Tüm kavramlar yetersiz kalmakta. Savaşın da bir ahlakı vardır. Savaş hukukunun birinci kuralı çocuk, yaşlı ve hastalara dokunmamaktır.

Buradan sesleniyorum Netanyahu’ya, sende atom bombası var mı ok mu? Sıkıysa açıkla lakin açıklayamaz. Ey İsrail sende atom bombası var ve bununla tehdit ediyorsun. Ecelin geliyor. İstediğin kadar nükleer bombaya sahip ol neye sahip olursan ol gidicisin. Ahlak,, vicdan namına ne varsa kaybedenler insan değildir.

Karşımızda bir soykırım var. Şu anda yüzlerce binlerce avukat bunları Lahey adalet divanına götürüyor. Soykırım noktasında tüm adımları atıp gerekli duyuruyu yapacağız. Beşerim diyen kimse bu katliamları legal göremez.

Bu katliamları aleni dayanak verenleri legalleştirmek için kork dereden su getirenleri de görmezden gelmiyoruz. Yavruların kanı İsrail’e dayanak sağlayanların alınlarına utanç lekesi olarak yapıştı. Her gün yüzlerce çocuk can verirken insan haklarından dem vuranlar tek söz etmiyor.

Gazetecileri aileleri ile birlikte İsrail katlediyor. Memleketler arası basın kuruluşları tek bir açıklama yapmıyor. BM üyesi 121 ülkenin sergilediği irade bir iki ülke tarafından gasp ediliyor. İsrailli bakanlar nükleer silaha sahip olduklarını itiraf ederken bununla ilgili harekete geçmiyorlar.

Pek çok ikili standarda şahitlik ettik. Paris’teki olayda 23 kişi ölmüştü. Dünyadan devlet liderleri gitmişti. Bizden de birileri o yürüyüşe katılmıştı. Pekala artık 13 bine yakın insan öldü, nerede bu liderler. Haydi bir de bununla ilgili yürüyün. Vicdanınız insafınız yok mu? Olay haçlı hilal sorunudur.

Olaya bu türlü bakıyorlar. Kardeşlerim Gazze tüm dünyada maskeleri düşürdü. Gerçek yüzleri ortaya çıkardı. Bu kriz yalnızca yurt dışında değil ülkemizde de turnosol fonksiyonu gördü. Milletimizin ezici çoğunluğu onurlu duruş sergiledi. Hukuk ve demokrasi yerinde reaksiyon gösteren vatandaşlarımıza teşekkür ediyoruz.

Sosyal medyadan gazeteye kadar tüm irtibat araçlarını kullanan basın mensuplarına teşekkür ediyoruz.

Dünyanın her yerinde meydanları dolduranlar gösteriyor ki İsrail insanlık vicdanında da mahkum oldu. Tüm Filistin dostlarını buradan hürmet ile selaml9ıyoruö İsrail katliamlarına devam ederse tüm dünyada lanetlenen terör devleti olduğunu tescil ettirecektir.

Allah’ın müsaadesi ile zafer Filistin halkının olacaktır. Bizi asıl üzen iradesini İsrail’e kaptıran ülkeler değil gazi Melis’te söylenen sözlerdir. Birileri işgalciler ile vatanını savunanları bir tutabiliyor. Bu halin ardındaki sebepleri biz pek güzel biliyoruz. İdeolojik sapkınlıktan hakikati göremiyorlar.

Devir feryat etme zamanı değildir. Vakit evlatlarımız için gerekirse kendimizi yakma vaktidir. Bunu da hesapsız kitapsız hamasetle değil çalışarak güçlenerek yapacağız. Natürel bu süreçte nasıl bir duruş sergilediğiniz de değerli. Birilerinin yaptığı üzere mazlumla zalimi eşitlemek zalimi aklamak demektir. CHP’yi anlıyoruz.

Onların sicili bozuk. Asker polis katillerinin cenazelerinde uzunluk gösterenlerden zati öteki bir tavır beklemiyoruz. Netanyahu üzere fanatikle tıpkı kefeye koyan yöneticileri esefle karşılıyoruz. Birileri rahatsız olacak diye Hamas’ı canlarını göze alan direnişçiler olduğunu dillendirmekten çekinmeyiz.

İsrail’in Gazzeli mazlumları hunharca katleden siyasi ve askeri yöneticilerinin memleketler arası mahkemelerde yargılanmasını sağlayacak adımlar atacağız.

CHP’nin genel başkanlık koltuğunda oturan nitekim genel lider mı emanetçi mi muhakkak değil. Onu oraya oturtan efendilerinin bir sonraki adımı da meçhul. CHP ve 7’li koalisyonda kimin kimi hançerlediği bizim problemimiz değil. Kıymetli olan bu kifayetsiz muhterislerin hançerleri millete saplamasının önüne geçmek.

Kimi konular beklentilerimizin altında kalsa da kararların hayata geçirilmesi için efor harcayacağız. İnsani yardımlar. 10 uçak dolusu malzemeyi Mısır’a sevk ettik. Cuma günü de 666 tonluk yardım materyali taşıyan gemimizi bölgeye gönderdik.

Mısırlı kardeşlerimizle yardım gereçlerini Gazze’ye ulaştıracağız. Kanser hastaları ve yaralı çocukların tedavilerinin ülkemizde yapılmaları ilgili görüşmelerimiz sürüyor. Bugün devlet lideri eşlerinin iştiraki ile Dolmabahçe’de toplantı gerçekleşiyor. Filistin için bir ortaya gelen konuklara teşekkür ediyoruz.

Diplomatik temaslarımızı artıracağız. Gerek 121 ülke gerek bu 40 ülkeyle görüşeceğiz. BM şurada çekimser oy kullananlara telefon açacağız.

Her türlü insani desteklerken İsrail’i yalnızlaştırmaya devam edeceğiz. Milletlerarası mahkemelerde yargılanmalarını sağlayacak adımlar atacağız. Filistinlileri katleden yerleşimci denen teröristlerin her birinin memleketler arası alanda bu sıfatla tanınması için çalışacağız.

İslam dünyasının Kudüs Filistin hassasiyetinin canlı kalması için tüm sistemleri işler halde tutacağız. Tek kalsak da Gazzeli mazlumları asla sahipsiz bırakmayacağız.

Kıymetli dava arkadaşlarım 50’den beri tarihin yanlış tarafında konumlanan muhalefetin gayri insani yerde durması tesadüf değildir.

Milletin kıymetlerinden kopukluk bunların genlerinde var. Halkın vermediği yetkiyi vesayet odaklarında arayanlar, terör örgütü ile iş tutanlar CHP’nin farklı periyotlarındaki temsilcileriydi. biz bunları hep karşımızda bulduk.

Partimizde yönelik kapatma davasından Mit krizine, 15 temmuz ihanetine kadar milletin egemenliğine kadar tüm teşebbüslere dayanak verenler bunlardı.

Vatandaşa doruktan bakma hastalığından kurtulamadılar. Anadolu insanını hürmete layık görmediler. Demokrasiyi hiçbir vakit içlerine sindiremediler. Milletle barışmayı istemediler.

Tek parti devrinden bu yana aktörler değildi fakat CHP’nin faşist koflarında en ufak değişim olmadı. Atatürk’ün partisi kimiz vakit mezhepçi fanatiklerin kimi vakit marjinal örgütlerin her kılığa girenlerin elinde oyuncağa döndü. Bu gerçeğe son kurultaylarında şahitlik ettik.

Yenilenme dediler lakin kurultaylarında ne kadar demokrasi varsa tekmiline bir den selam çaktılar. Genel başkanlık koltuğunda oturan hakikaten genel lider mı yoksa emanetçi mi belirli değil. Onu oraya oturanların bir sonraki adımı ne olacak meçhul. Son seçimler öncesinde ayyuka çıkan kandil işbirliklerini sonlandırma ismine hiçbir emare göstermediler.

Seçimin faturasını genel liderlerine keserek kendilerini paka çekmeye çalıştılar. Bunlar vatandaşı kendileri üzere balık hafızalı sanıyor. Hepsi oradaydı. Millete siyasi etik dersi verenlerin tamamı o gün oradaydı.

Bugün recmettikleri genel liderleri ofis açmış. Orada inşallah mutfağı da unutmamıştır. 5*6 ay öncesine kadar yere göğe sığdıramayanlar da bunlardan oburu değildir.

Kimin kime ihanet ettiği bizim problemimiz değildir. Cumhurbaşkanı adaylarını günah keçisi ilan etmelerindeki çelişki de bizi ilgilendirmez.

Bugün o koltukta oturanın çarkçı olması da bizi alakadar etmez. Orakları ile kendi ortalarında açıklığa kavuşturmaları gereken konulardır.

Bize düşen o hançerleri milletimize saplamalarının önüne geçmektir. Milletimiz tercihi ile buna esasen müsaade vermedi. Seçimde bunu bir adım daha öteye taşıyacağız.

İstanbullu, Ankaralı hatta İzmirli de çok çekti. Tekrar buraları sahiplerine verelim. Maharetsiz yönetimciler yüzünden çürüyen belediyelerimizi kurtaracağız.

Hesabını vermeden bunların hiçbirine huzur yoktur. Geçtiğimiz günlerde 3 Kasım’da 21. yılımızı geride bıraktık.

Şanla erdemle ülkemize hizmetle geçen 21 yılda Türkiye’yi geliştirme uğraşında olduk. Milletin iradesine leke sürdürmedik asla. Savunmadan ulaştırmaya, sağlıktan eğitime, toplumsal yardımlara kadar ülkemize çağ atlattık. her bir ferdimiz bunları günlük hayatında yaşıyor ve deneyim ediyor.

Onca taarruza karşın milletimize verdiğimiz kelamları yerine getirdik. Gençlere taahhüt ettiğimiz internet ve indirimli telefon kelamımızı tuttuk.

Emeklilerimize 5 bin lira ödemeyi yatırdık. Aile ve gençlik fonuna dair süreç de mecliste şekillenmek üzere. 2024 yılı bütçe görüşmeleri devam ediyor.

Çalışanları enflasyona ezdirmeme siyasetimize önümüzdeki devirde de bağlı kalacağız. Vatandaşımız gönlünü ferah tutsun.

Türkiye emin ellerdedir. Her türlü zorluğa göğüs gerecek güce sahiptir. Türkiye kesinlikle amaçlarına ulaşacaktır.

CHP, ferdi müracaat hakkını içeren anayasa değişikliğinin iptali için AYM’ye başvurmuştur. CHP’nin kişisel müracaat konusunda söyleyecek hiçbir kelamı yoktur.

İki yüksek yargı organı ortasında ortaya çıkan içtihat farkını, ‘darbe’ olarak nitelemek bir öbür utanmazlıktır.

Ayrıntılar geliyor…