Türkiye Türkiye’den daha büyüktür

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, “Türkiye, Türkiye’den daha büyüktür” dedi. Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi’nde düzenlenen TÜBA ve TÜBİTAK Bilim Mükafatları Merasimi’ne katılan Erdoğan, misyona geldikleri süreçte birinci etapta zihinlere vurulan prangaları kırmaya, “Yapamayız”, “Başaramayız”, “Bizden bir şey olmaz” algısının yerine, “Yapabiliriz”, “Başarabiliriz” öz inancını yerleştirmeye çalıştıklarını anlattı.

Türkiye’nin, kimsenin müstemlekesi olmadığı üzere “yan sanayi fikirlerin”, “ikinci el niyetlerin üretildiği bir ülke” de olmadığını vurgulayan Erdoğan, şöyle devam etti: “Özgür olmak için özgün olmak, özgün fikirler ve projeler geliştirmek mecburiyetindeyiz. Kendi rotamızı çizmeye sadece siyaset ve diplomaside değil, bilim ve teknoloji alanında da gereksinimimiz var.”

“Siyasette, dış siyasette, savunmada nasıl bize dayatılan kalıplara bağlı kalmıyor, bize biçilen rollerin ötesine geçiyorsak, ulusal teknoloji atılımımızla bilim ve teknolojide kendi öykümüzü yazmanın çabasını veriyoruz. Teknolojide, bilimde, sanatta, fikirde diğerlerine muhtaç bir ülke olmaktan çıkıp, kendi imkanlarımızı, kaynaklarımızı, kendi potansiyellerimizi en üst düzeyde harekete geçirmek istiyoruz. Allah’ın müsaadesiyle her alanda bağımsız Türkiye vizyonumuzu mümkün olan en kısa müddette gerçeğe dönüştüreceğiz.”

Son 22 yılda bunun altyapısını çok güçlü bir biçimde oluşturduklarını, birinci olarak insan kaynağı ve altyapı eksiklerini gidermek için çalıştıklarını tabir eden Erdoğan, kelamlarını şöyle sürdürdü: “2002’ye nazaran bugün çok yeterli bir pozisyondayız. İnşallah gelecekte çok daha âlâ düzeylerde olacağız. Yalnızca kendimiz için değil, umudunu bize bağlamış olanlar için de bunu başaracağız. Şu gerçeği Suriye başta olmak üzere son periyotta bölgemizde yaşanan her hadise bizlere hatırlatmaktadır, Türkiye, Türkiye’den daha büyüktür.”

“Millet olarak ufkumuzu 782 bin kilometrekareyle sınırlandıramayız. İnsan nasıl mukadderatından kaçarak kurtulamazsa, Türkiye ve Türk milleti de mukadderatından kaçamaz, saklanamaz. Tarihin, millet olarak bize yüklediği misyonu görmek, kabul etmek ve buna nazaran davranmak mecburiyetindeyiz. Kendi ülkelerine, diğerlerinin gözünden bakanlar bunu fark edemeyebilir. Burunlarının tabanını dahi görmekten aciz olanlar bunu anlamayabilir. ‘Türkiye’nin Libya’da, Suriye’de, Somali’de ne işi var?’ diye soranlar bu vizyonu ve misyonu idrak edemeyebilir.”

“Türkiye’nin 22 yılda nasıl büyük bir değişim geçirdiğini bilmeyenler, olayların seyrini kavramakta zorlanabilir ancak biz bunu görüyoruz, süreçleri okuyoruz, davetlere kulak tıkamıyoruz. Türkiye’nin başarılarına sevinemeyenleri kendi haset dolu dünyalarında vehimleriyle, kaygılarıyla, komplo teorileriyle, safsata ve hezeyanlarıyla baş başa bırakıyoruz. Milletiyle duygudaşlığını kaybetmiş olanlara ne söylesek boş ne anlatsak yararsız. Biz, onlarla vakit kaybetmeyeceğiz. Biz, daima olduğu üzere önümüze bakacağız, amaçlarımıza odaklanacağız. Bu kutlu seyahatte sizlerin de üzerinize düşen her türlü sorumluluğu en hoş formda yerine getireceğinize inanıyorum.”

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, “Suriye’nin istikrarı, bölgenin istikrarı demektir” dedi. Erdoğan, Lübnan Başbakanı Necib Mikati’yi resmi merasimle karşıladı. Mikati, Muhafız Alayı Merasim Kıtası’nı “Merhaba asker” diyerek selamladı. İkili ve heyetler ortası görüşmeye geçen Erdoğan ve Mikati, görüşmelerin akabinde ortak basın toplantısı düzenledi.

Basın toplantısında konuşan Erdoğan, özetle şunları kaydetti: “Suriye’de artık yeni bir periyot başlamıştır. Suriye’nin iki kıymetli komşusu olarak birlikte hareket etmemiz gerektiği konusunda mutabıkız. Suriye’nin istikrarı, bölgenin istikrarı demektir. Suriye’deki düzensizliğin badiresini da son 13 yıldır tüm bölge çekmiştir. Tıpkı bizim üzere Lübnan da Suriyeli kardeşlerimize tereddütsüz kucağını açmış, konut sahipliği yapmıştır. Suriye’nin tekrar imarıyla günlük hayatın olağanlaşması önceliğimizdir. Tüm bölümlerin temsil edildiği, kapsayıcı ve kuşatıcı daimi bir yönetimin teşkili Suriyeliler kadar biz bölge ülkeleri için de değer arz ediyor.”

Lübnan’ın içinden geçtiği tarih boyunca her çetrefilli ve güçlü periyodunda Türkiye’nin bir dayanak ülkesi olarak ortaya çıktığını belirten Mikati, “İsrail taarruzları sonucunda ziyan görmüş ülkelerin desteklemesi konusunda üzerinize düşen rolü ziyadesiyle yapacağınıza inanıyorum” dedi. Mikati, Lübnan’ın bir kriz sürecinden geçtiğini belirterek “Ancak şunu öğrendik. Evvel Allah’a daha sonra da Lübnan dostlarına, bilhassa de Türkiye’ye güvenmemiz gerektiğini de öğrendik” diye konuştu.

Bilimsel çalışmaların merkezi olan üniversitelerin sayısını 76’dan 208’e yükselttiklerine dikkati çeken Erdoğan, şunları kaydetti: “Sadece aşikâr kentlerde değil, tüm coğrafik bölgelerimizde güçlü, dinamik, üretken bir araştırma, geliştirme ve girişimcilik ekosistemi inşa ettik. Sıfırdan aldığımız Araştırma-Geliştirme Merkezi sayımızı 1329’a, tekrar sıfır olan Tasarım Merkezi sayımızı 331’e çıkardık. Teknopark sayımız 2’den 104’e yükseldi. Teknolojiye yönelik farkındalığı artırmak gayesiyle ülkemizin her vilayetinde toplam 130 ‘Deneyap Teknoloji Atölyesi’ kurduk. Birinci ve ortaöğrenim müfredatlarına, bilgi teknolojilerine ait dersler koyarak, bu alanda öğrencilerimizin ufuklarını açtık. Teknoparklarımızda, üniversite-sanayi işbirliğiyle 11 bin 158 firma ve 116 bin 321 işçi ortak üretim yapıyor. Toplam 61 bin 500 projeyi tamamladık, 15 bin 955 projemiz devam ediyor. TÜBİTAK Akademik Araştırma Geliştirme programlarıyla 32 bin 940 projeye toplam 128 milyar lira fiyatında takviye sağladık. Bilim İnsanı Takviyeleri kapsamında, 381 bin 730 bilim insanına 35 milyar liralık takviye verdik. Özel bölüme yönelik yürütülen dayanak programları kapsamında ise 26 bin 447 projeyi,109 milyar lira kaynakla destekledik.”

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ile telefonda görüştü. Görüşmede, Türkiye-Fransa ilgileri, bölgesel ve global hususlar ele alındı. Erdoğan, Suriye’nin toprak bütünlüğü ve egemenliğinin korunmasının kıymetli olduğunu, Fransa’nın da elçiliğini yine açma kararından memnuniyetini tabir etti. Suriyeli sığınmacıların ülkelerine dönüşleri için çalışmaların başladığını aktaran Erdoğan, Suriyelilerin orada kalmalarını sağlayacak sürdürülebilir koşulların oluşturulması, imar ve ihya çalışmalarının yürütülmesi için uluslararası toplumun iş birliği yapması gerektiğini vurguladı.

Elysee Sarayı’ndan yapılan açıklamada ise Türkiye ile ikili münasebetlerde olumlu bir gündem oluşturmaya hazır olduklarını söz ettiği bildirildi.

TÜBA ve TÜBİTAK Bilim Mükafatları ile değerli çalışmalar yürüten 57 bilim insanına mükafatlarını bildiri edeceklerini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “TÜBA TESEP kapsamında 4’ü telif eser mükafatı, 1’i Halil İnalcık Özel Mükafatı, 1’i Kemal Karpat Özel Mükafatı ve 1’i heyet özel mükafatı olmak üzere toplam 7 eser mükafata layık görüldü. Böylelikle bugüne kadar 246 Türkçe bilimsel telif yapıtımıza TÜBA TESEP mükafatı vermiş oluyoruz. TÜBA Üstün Başarılı Genç Bilim İnsanı ödüllerimiz dünyada Genç Akademi oluşumunun birinci ve en özgün örneklerinden biri olarak öne çıkıyor” sözlerini kullandı. Erdoğan, bu yıl 20 farklı üniversitede bilimsel çalışmalar yürüten 25 genç bilim insanına bu mükafatlarını takdim edeceklerini de belirtti.