Türkiye’nin atılımı ABD’nin tüm planlarını bozdu: İsrail’i müdafaa vazifesini PKK’ya verdiler

Son yıllarda Afrika’dan çekilen Avrupa devletleri, kıtadaki ekonomik, politik ve askeri varlıklarını değerli ölçüde azalttı. Bu geri çekilme, uzun yıllar süren sömürgecilik faaliyetinden doğan tansiyonlar ile birlikte Afrika ülkelerinin giderek artan özerklik talepleriyle ilişkilendiriliyor.

Yüzyıllardır Afrika’yı sömüren ve istikrarsızlığın başat aktörü olarak kabul görülen Avrupalı ülkeler ve bilhassa Fransa, kıtada istenmeyen adam haline geldi. Fransa, Afrika’daki en eski ve en tesirli sömürgeci güçlerden biri olarak, 2020’lerin başında Batı Afrika’daki askeri varlığını önemli oranda azalttı.

Söz konusu ülkelerde lokal idareler, Fransa’nın yerine Rusya dayanaklı Wagner Grubu’nu ve başka bölgesel aktörleri tercih etmeye başladı.

ABD ve Fransa ise son yıllarda Çin, Rusya, Türkiye, Hindistan ve Brezilya başta olmak üzere diğer ülkelerin kıtada artan varlığından hayli rahatsız.

Öte yandan ABD’nin gündeminde uzun bir müddettir Irak ve Suriye’deki askerlerin geri çekilmesi var. ABD’nin, Irak’taki varlığını kademeli olarak azaltarak, lokal güçlerin sorumluluğu büsbütün devralmasını hedeflediği bildiriliyor. Lakin şimdi somut bir adım atılabilmiş değil.

2021 yılında Lider Joe Biden, Irak’taki muharip vazifelerin sona ereceğini açıklamıştı. Fakat Amerikan askerlerinin Irak güvenlik güçlerine eğitim ve danışmanlık dayanağı sağlamak emeliyle ülkede kalmaya devam edecekleri belirtilmişti. 2023 yılı prestijiyle Irak’ta yaklaşık bin 500 ABD askeri bulunuyor.

Irak Savunma Bakanı Sabit Abbasi ise geçtiğimiz günlerde Amerikan askerlerinin Irak’tan iki yıl içerisinde çekilmesi için Washington ile anlaştıklarını duyurmuş ve “İlk çekilme kademesi bu yıl başlayıp 2025’e kadar sürecek. İkinci çekilme evresi da 2026 yılında sona erecek” bilgisini vermişti.

Bu süreçte Ankara’nın Bağdat idaresiyle olan görüşmelere sürat vermesi ise dikkat çekiyor. Türkiye ve Irak’ın yakınlaşması ve stratejik siyasi ve ekonomik münasebetler içine girmesi, Orta Doğu denklemleri değiştirecek nitelikte görülüyor.

Nisan ayında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Bağdat’a yaptığı ziyaret sırasında, iki ülke ortasında 26 farklı alanda iş birliğine yönelik evraklar imzalanmıştı. Bu muahedeler ortasında güvenlik, iktisat, terörle çaba, güç ve su üzere birçok konuda iş birliği öne çıkmıştı. Ayrıyeten PKK’ya karşı ortak adımlar atılması ve su kaynakları idaresi üzere kritik hususlar da gündemdeydi.

Ağustos 2024’te Ankara’da Türkiye ve Irak yetkilileri ortasında bir güvenlik tepesi düzenlendi. Bu görüşmede, terörle uğraşta ortak operasyon merkezi kurulması ve evvelki mutabakatların uygulanması üzere mevzular ele alındı.

Bostan şu bilgiyi paylaştı;

Gelinen noktada DEAŞ’la çaba mazeretiyle kurulan Memleketler arası Koalisyon’un yapısının değişeceği bilisini veren Bostan, yeni amacın Türkiye’nin de aktifliğini artırdığı Afrika kıtası olacağını belirtti.

Bostan “

Ancak meskendeki hesap çarşıya uymuyor. Bir. Suriye-Irak genişletilmiş teröristan projesi Türk Silahlı Kuvvetleri’nin Irak’taki kapsamlı operasyonları ve Türk diplomasisinin Bağdat’la kurduğu güçlü alakalarla -şimdilik- akamate uğratıldı. İki. Terör örgütü PKK’nın kelamda mahallî seçim teşebbüsü Ankara’nın baskısı ve Washington’un “zamansız” bulması nedeniyle -henüz- gerçekleşmedi. Üç. Gazze soykırımı İsrail-İran tansiyonuna evrildi. ABD bırakın çekilmeyi, bölgeye yığınak yapmaya başladı. Bu üç gelişme ABD’nin sonraki planları için belirsizlik doğurdu”

yorumunda bulundu.

Geçtiğimiz günlerde katıldığı bir yayında konuşan McGregor, Suriye’de Türkiye’ye karşı kullanmak üzere güçlerini hazırladıklarını söz etti. PKK ve başka kimi örgütleri Türkiye’ye saldırmaları konusunda teşvik ettiklerini ve silahlandırdıklarını söyledi. Türk yetkililerin bu durumu fark ettiğini ve bundan rahatsız olduklarını vurgulayan McGregor, geçmişte de emsal adımların atıldığını fakat bu sefer durumun daha önemli olduğunu belirtti.

MacGregor şunları söyledi;

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, TBMM’nin 1 Ekim’de yeni yasama yılına başlaması münasebetiyle TBMM Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada, İsrail’in ‘Arzı Mevud’ hayaliyle yeni gayesinin Türkiye olacağını söylemişti.