Ferdî eşyada hepatit riski

Karaciğerin iltihaplanması olarak bilinen Hepatit, kıymetli halk sıhhati problemlerinin başında geliyor.

Bir hepatit virüsü kan sirkülasyonuna girip karaciğer hücrelerine saldırdığında, bedenin bağışıklık sistemi onunla savaşmak için reaksiyon veriyor. Süreksiz inflamasyon bu karşılığın bir kesimi olsa da iltihaplanma aylarca yahut yıllarca devam edebiliyor. Bu durum da karaciğer hücrelerinin yok olmasına sebep olabiliyor. Hepatit A,B, yahut C virüsü ile enfeksiyon en yaygın görülen cinsler olarak dikkat çekiyor. Hepatit A sıklıkla kendi kendine iyileşse de hepatit B yahut C tedavi edilmediğinde kronik inflamasyona, siroza, karaciğer kanserine ve hatta karaciğer yetmezliğine yol açabiliyor. Bilinen iki viral tip D ve E ender olarak görülüyor. Hepatit ayrıyeten başka virüsler, kimi ilaçlar, birtakım otoimmün durumlar ve uzun vadeli, ağır alkol kullanımından da kaynaklanabiliyor.

Hepatit virüsünün çok süratli bulaştığını belirten Bezmiâlem Vakıf Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nden Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Yasemin Akkoyunlu, “Hepatit B dış ortamda birkaç hafta canlı kalabiliyor. Bu virüsün Hepatit C’den 10 kat, HIV-AIDS virüsünden ise 100 kat daha bulaşıcı. Toplumun taranması ve bu virüsle şimdi karşılaşmamış bireylere aşı yapılmalı” dedi. Virüsün kan, doku ve organ nakli, dövme ve pearcing uygulamalarının yanı sıra manikür- pedikür yaptırma, korunmasız cinsel ilgi, diş tedavileri, damar içi ilaç bağımlılarında tıpkı enjektörün kullanılması, diş fırçası, tırnak makası, jilet üzere ferdî eşyaların ortak kullanımıyla yayılabildiğini anlatan Akkoyunlu, “Hepatit virüsü anneden bebeğe hamilelik sırasında bulaşabileceği üzere, doğumda anneden bebeğe ve açık yaraların enfekte kanla temasıyla da bulaşabiliyor” dedi. Akkoyunlu, Hepatit A ve E virüslerinin, daha çok makus hijyenik koşullarda hazırlanan yiyecek ve içeceklerin yeterli yıkanmadan yahut el hijyeni sağlanmadan tüketilmesi sonucu ve nadiren de olsa kan eserlerinden bulaşabildiğini vurguladı.

Virüs bulaşan bireylerde genel olarak belirti gözlenmediğini anlatan Akkoyunlu, hastaların yüzde 5’inde ise halsizlik, yorgunluğun gözlendiğini söyledi. Akkoyunlu şöyle konuştu: “İlerleyen vakitlerde karaciğer hasarı arttıkça idrar renginde yoğunlaşma, gözlerde sararma üzere bulgular eklenir. Bulantı, kusma görülebilir. Karaciğer yetmezliği gelişirse şuur değişiklikleri gözlenebilir. Hepatit virüslerine bağlı enfeksiyonlarda akut periyotta organ nakli gerektirecek seviyede karaciğer yetmezliği, hatta mevtle sonuçlanabilen hastalık tabloları gelişebiliyor. Bu nedenle karaciğeri ve bağışıklık sistemini etkileyen hastalığa sahip olanlar yahut buna neden olabilecek ilaç kullanan kanser hastaları, romatizma hastaları üzere şahıslar hepatit B açısından risk grubunda” dedi. Akkoyunlu, Hepatit-B virüsü taşıyan bireylerin aile bireyleri ve yakın etrafına taramanın ehemmiyetini vurguladı.

Hepatit B virüsünü taşıyan şahısların aile bireyleri ve yakın etrafının de hastalık açısından taranması gerekiyor. Günümüzde Hepatit A ve B aşılarının mevcut olduğunu hatırlatan Akkoyunlu, “Ülkemizde 2006’dan bu yana Hepatit B aşılaması 3 doz formunda rutin çocukluk çağı aşılarına dahil edilerek uygulanıyor. Hepatit B virüsüne karşı ilaç tedavisi de mevcut. Hastalığın evresine ve kişinin altta yatan hastalık durumlarına nazaran tedavi müddeti en az 3 yıldan başlayıp ömür uzunluğu devam edebiliyor” değerlendirmesi yaptı.